25 Temmuz 2010 Pazar

Bir çeşit intikam...

Hayatımın hiçbir döneminde uyku problemi çekmedim. Güzel bir özellik… Çocukken de masallarla veya ninnilerle uyumadım. Genelde hayal kurardım. Kurduğum hayaller de izlediğim çizgi film ve animeler üzerine olurdu. Bazen hala hayal kurarım boş zamanlarımda ki zamanlarımın çoğu boş bu aralar. Ama son zamanlarda canımı sıkan bir olay var. Çocukluğuma tecavüz ediliyormuş gibi hissediyorum. Özellikle de veletken izlediğim çizgi filmlerin yeniden çevrimlerini izleyince. Bunu yapmaya kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum...


Madem onlar kendilerinde bu hakkı buluyor; ben de ninnilerle büyüyenlerin çocukluğuna tecavüz etme hakkını buluyorum kendimde. Bir nevi düşerken başkasını da çekme psikolojisi.

Giriş için bu kadar cümle yeterli sanırım. Hani bir ninni kıvamında çocuk şarkısı vardı:

“Mini mini bir kuş donmuştu.
Pencereme konmuştu.
Aldım onu içeriye
Cik cik cik cik ötsün diye.
Pırpır ederken canlandı.
Ellerim bak boş kaldı.

Uzun bir süredir bu çocuk şarkısının aslında masum bir çocuk şarkısı olmadığını düşünüyorum. Çocuğunu uyutmaya çalışan bir anne tarafından değil de böyle süslenip püslenip bütün gün evinin penceresinde ya da balkonunda mahallenin erkeklerine cilve yapan evde kalmış bir kız ya da dul bir kadın tarafından yazıldığını kanısındayım...

Zamanında bir haber okumuştum: Bu büyük animasyon şirketlerinde çalışanların, çizgi filmlerde seks içerikli göndermeler yapması üzerine... Misal, karakterlerden birinin bir yerden düşmesiyle çıkan toz bulutunu çok yavaşlatılmış bir şekilde izlediğinizde sex yazdığını görebilirsiniz. Bu adamların bunu eğlence için yaptıklarını düşündüğümden o bilindik Amerikan komplo teorilerine girmeyeceğim. Zaten yeri de değil...

Gelelim bu hanım kızımıza... Onun da bunu yaparken gayet masum olduğunu düşünüyorum. Tek amacı mahallenin erkeklerine üstü kapalı mesaj yollamaktı. Bunu bir şekilde duyan kişiler “Ah, zavallı donmuş kuş!” tan yola çıkarak şarkının altında yatan mesajı görmezden gelip sevimli bulmuşlardır. Aranızda “Yuh, artık! O kadar da değil, kafan neye çalışıyor.” diyenler olacaktır. Açıkçası umrumda olmayacaksınızdır. Çünkü kimse bana bu şarkının masum bir çocuk şarkısı olduğunu anlatamaz. Özellikle de son mısrada yapacağınız ufak bir değişimle bu tezimi ispatladıktan sonra… Bu değişiklik: Uygun bir yere “e” harfini getirmek ve uygun bir yerden de “k” harfini çıkarmaktır. Eğer dediğimi doğru bir şekilde uygulayabildiyseniz ne demek istediğimi da anlamış olacaksınızdır. Buna rağmen yine ikna olmayabilirsiniz. “Tesadüf, senin için fesat.” der geçersiniz; ama ben bunun tesadüf olmadığını düşünüyorum; özellikle de yaşamda tesadüflere inanmayan bir insan olarak... Zaten önce de belirttiğim gibi pek de umrumda değil ne düşünüldüğü. Amacım ninnilerle büyüyen velet tayfasına bir darbe vurmaktı ve başardığımı da düşünüyorum açıkçası...

Tam burada da G.o.r.a'daki Arif edasıyla şunları söylemek istiyorum: "Hey! Amerikan film sektörü sen kim oluyorsun da konuşan Pembe Panter ya da Tom ve Jerry yapıyorsun. Sen kim oluyorsun da mutasyon devamı diye üzerine oturduğun iki loplu organından uydurduğun terimlerle Ninja Kaplumbağalar’ı ya da Spider-man’i bir ucubeye dönüştürüyorsun... Sen kim oluyorsun da o görkemli Transformers’ları şebeğe çeviriyorsun. Bunların telif hakkı sende diye kendinde nasıl bu hakkı buluyorsun. Artık çocukluğuma tecavüz etmekten vazgeç. Üzülürsem üzerim..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder