13 Temmuz 2010 Salı

Büyüyünce ne olacaksın?..

3-4 gün önce kpss'ye girip bazı şeylerin saçmalığına tekrardan şahit olunca, yine geçmişte yazdığım yazılardan biri geldi aklıma... Madem aklıma gelmişken ve hazır sıkıntıdan patlıyorken eğilip yatağın altından çıkarayım dedim bu yazıyı... Nasıl olsa bu ülkede aradan değil 8 ay 8 yıl geçtiğinde bile değişmeyen şeyler olduğu sürece "Eski yazılarınızı her zaman kullanabilirsiniz." der ve lafı uzatmadan neler karaladığıma bir göz atmanız için aradan çekilirim:

" Herhalde hayatının bir döneminde bu soruyla karşılaşmamış kimse yoktur? Akraba ziyaretlerinin, veli toplantılarının, annelerin altın günlerinin vazgeçilmez sorusudur...

Toplu iğneyi bile üretemediğimiz bir toplum olduğumuzu söylediğim 7.sınıfa (o zamanlar ortaokul 2 diye geçiyordu) kadar bu soruya astronom diye cevap verirdim. Ondan sonra da bu soruyu soran hiç kimse bir cevap alamadı benden. Şu anda gördüğüm velet tayfasına bu soruyu sorabilecek durumdayken bile sormuşluğum yoktur. Yaşadığımız ülkeyi ve astronomi kelimelerini bir cümle içinde kullandığımı düşününce "Ne kadar da çocuksu bir hayalmiş." derim kendi kendime. Bir de Tarık Akan' ın oynadığı bir dizi vardı Trt' de. Arkeologtu Tarık abi... O diziyi izleyince de arkeolog olabilirim demiştim. Ama çok geçmeden farketmiştim ki ikisini de olamazdım. Hadi astronomiyi anladım da, yüzyıllardır her türlü kültürün hüküm sürdüğü bu topraklara sahipken, arkeolojinin gelişmemesini hala anlayabilmiş değilim...

Gökyüzü ve toprağın altı hep ilgimi çekmiştir; ama gelin görün ki bir şekilde ikisi arasında hapsolmuş durumdayız.

Bir de hayatın, büyümesine izin vermedikleri var. Kim bilir bu soruya hangi umutlarla, hangi hayallerle cevap vermişlerdi? Bu soruyu sorduğunuz çocuk büyüyecek bir şekilde; şansı(!) varsa okuyacak; üniversite sınavına girecek -ki zaten hayallerinden vazgeçmiş olacak-; gelen puana göre tercih yapıp istemediği bir bölüm okuyacak; bir şekilde bitirecek ve bir iş bulup, monoton bir hayat sürecek. Ortalamaya baktığımız zaman, en iyi(!) ihtimalle böyle bir senaryonun beklediği kişilere bu sorunun sorulması ne kadar da aptalca.

- Büyüyünce ne olacaksın yavrum?
- Bok olacağım.

Yıllar sonra

- Büyüdün ne oldun yavrum?
- Bi' bok olamadım.

ya da

- Büyüyünce ne olacaksın yavrum?
- Kendi söküğünü dikebilen bir terzi olacağım.

ya da

- Büyüyünce ne olacaksın yavrum?
- Ölü olacağım...

Havamda olsam bunun gibi onlarca geyik yapabilirim ama havamda değilim...

İstediğini olmuş, hayallerini gerçekleştirmiş kişilere de saygım sonsuzdur. Bunu da belirtmek istedim. Belki beceriksiz olan benimdir. Ama bir de binbir zorlukla uğraşıp hayallerini gerçekleştirip, hiç beklemediği bir anda her şeyi altüst olan kişiler var. Bu konu hakkında ise söyleyecek tek bir kelimem bile yok.

Bu kadar laf salatası yaptım; evirdim çevirdim... Yazının ana fikri: Bu sorunun ne kadar gereksiz bir soru olduğudur. Sormayın, sordurtmayın, bir şekilde mani olun. Uzun soluklu planlar yapmasın çocuklar... İçinde bulundukları anın keyfini sürsünler. Elbet bir şekilde bir şey olurlar.

Bu arada astronomi okuma fikrinden iyi ki zamanında vazgeçmişim. Bu bölümü okuyan kişilerle aynı binayı paylaştım ve şunu gördüm: mezun olan kişiler, aslında benim yapmam gereken işi yapmaya çalışıyorlar şu anda. Sanırım bu durumu tanımlayan tek sözcük ironidir... Bu soru ve cevap kombinasyonun en iyi örneğine bir filmde rastlamıştım. Bir şeyler öğretecek, paylaşacak havada olmadığım için filmin adını söylemeyeceğim. Bilenler zaten bilir, bilmeyenler için de google it diyorum. Repliği verip buradan uzaklaşırım:

- Büyüyünce ne olacaksın?
- Ben diktatör olacağım ya sen?
- Ben turta olacağım... "

 Ama bilmeyenler için filmin adını söyleyebilirim: Jeux d'enfants...